3- Erdebil

Tebriz –Erdebil Yolu

Otobüsle yapılacak bir seyahatte bu yol –ki uzun düzlükler içerisinde geçen bir yoldur.- biraz çevre köylere temaşadan sonra istirahata tahsis edilebilir.

Önceki yazımda da bahsettiğim gibi grafitivari dış duvar yazıları bu yolculukta izlenebilir. Ve ne hakkında olduklarıyla ilgili tahminler yürütülebilir.

Bu mesafe otobüsle yaklaşık 4 saat sürüyor.

Ve bu dört saatin akabinde Erdebil…. dsc_0406

Erdebil’de Kalınacak Yerler

Mehmanpeziri’ denen yerler:

Bir otelden daha çok sosyal muhabbet kurulabilecek, ve daha farklı ve neşeli insanlarla karşılaşılabilecek yerlerdir. Buralar bir nevi ‘misafirhane’ .

Mehmanpeziriler turistik şehirlerin dışındaki şehirlerde bir hayli yaygındır.  İsfahan gibi çok ziyaretçi çeken şehirlerde ise otel kavramı daha ön plandadır.

Ve Erdebil de, bir mehmanpeziride kalmak için uygun bir yerdir.

Biz Erdebil merkezdeki ‘Mihmanpezir-i Sefa’ isimli yerde kaldık. Kişi başı 4,5 000 tümen (yaklaşık 6.5 Lira)

Erdebil Dili

Erdebil, Türkiye’den gidenlerin Tebriz’den sonra dil sorunu çekmeyeceği ikinci bir şehirdir. Şehirde çoğu kişi Azerice konuşur. Erdebil Azericesi, Tebriz Azericesinden biraz daha zor anlaşılır olsa da yine de iletişim sorunu çekilmeyecektir.

Şah İsmail’in Şehri

dsc_0366

Şehirde Şah İsmail ve Safevi kokusu bariz bir şekilde hissedilir. Şah Hatayi ile ilgili bir çok görebilirsiniz bu şehirde. En önemlisi Şah İsmail’in kendisinin de dedesinin de türbesinin içinde bulunduğu saray. Burada yetkililerden uzunca bir tarihi izahat almayı unutmayınız. Seve seve anlatırlar Şah Hıtayi’i, Şeyh Sefiüddin’i (Şah’ın dedesi)

Erdebil’de Şapkalı Amcalar dsc_0474

Bu şehirde ilginç bir şey dikkati celp eder: şapkalı yaşlı insanlar. Erdebil kültürünün bir parçası olan bu şapkalar çok yaygındır. Biraz bizim memleketin, Dersim’in, Sivas’ın Kızılbaş simalarına benzer. Bir Safevi etkisi olduğunu tahmin ediyorum.

Şahseven Kıyafetleri

Kimi kimi geleneksel örtüleri ile Şahseven kadınlarını görmek de şehrin bir başka otantik yönü. Şahseven, büyük bir Azeri aşiretidir. Halıları ile meşhurdurlar. Şahseven halıları hakkında 1996 yapımı bir Makmalbaf yapımı bir film izlemiştim. Aynı zamanda henüz izlememekle beraber, Şahsevenler hakkında  bir belgesel filmin de olduğunu biliyorum.

Sonra çarşılarında kurutulmuş balıkları sık sık görürsünüz.

Hülasa-i kelam Erdebil güzel bir şehir. Farklı bir yer. Sanki biraz trafiği yoğun. Veya ben öyle fark ettim.

Görülecek Yerler

  • Örtülü Pazar (Bazar-i Bozorg): Eğer başka şehirlerdeki  pazarları görmeyi planlıyorsanız (mesela Şiraz Pazarı) burayı gezmeyi bir zaman kaybı olarak görebilirsiniz.
  • Şah İsmail Türbesi:İçinden bir fotoğrafla beraber.

dsc_0376

  • Yukarıda anlattıklarımın yanında burada göreceğiniz başka güzellikler de var. Rekor büyüklükteki halısı ve iç mekandaki seramik sergisi görülesicedir.  Burası bu şehre değer katan en önemli yapıdır. Lakin uzun yıllar bakımsız kalmış. Son yıllarda restorasyonu yapılıyor bitmesi halinde daha güzel olacağını düşünüyorum.
  • Serein Şehri: Burası Erdebil’in biraz dışında kalan bir kasabadır. Kaplıcaları ve balı ile meşhurdur. Yerel halkın ‘Camış Gölü’ dediği, insanların topluca girdiği bir kaplıca var ki ismiyle gülümseticidir.
  • Astara: Gidemediğimiz, lakin hakkında bir hayli övgü duyduğumuz Erdebil’in dışındaki ilçe. Hazar Denizi yakınında olan burası, doğal güzellikleri ile meşhurmuş. Çok güzel bir şelalesi varmış. Buranın güzelliklerini sadece –mış, -miş ile değil, bir sonraki durağımız olan Reşt şehrine giderken yakınından geçerken gördüğümüz, sisler içindeki ihtişamlı görüntüsüyle de anlatabiliriz.

Erdebil’de bir seyyah ile tanıştık. Bir dağcı ile. Uzun yoldan gelen. Hindistan’dan başladığı seyahatini, Orta Asya ülkelerinin akabinde İran ile devam ettiren bir yolcu. Erdebil’de şans eseri tanışıyoruz. Onun bir sonraki durağı olan ülkemiz, Türkiye hakkında ona bilgi veriyoruz. O da, onun gezdiği yerler hakkında uyarılarda bulunuyor.  Ve bir günü birlikte Serein kaplıcalarına giderek geçiriyoruz.  Camış gölüne giriyoruz. O bir İtalyan. Bir Avrupalı. Ama bizden daha uyum sağlıyor Doğu’nun farklılıklarına. Sonra o, ismini söylemeyi unutmuşum Milito arkadadaş, pirinç gibi yükte hafif ama harbi besinlerden yüklenip dağlara doğru yol alıyor. Onu uğurluyoruz biz de sonra Gilan’ın Reşt şehrine yolculuk için Erdebil’e dönüyoruz.

Ayrıca Erdebil’de Astara’lı biriyle tanıştık ki tüm İran seyahatimize farklı bir yön verdi bu kişi: Agha-i İslam. Biz İran topraklarındayken bizim gün be gün nerede olduğumuzu, durumumuzu, ihtiyaçlarımızın olup olmadığı hususunda arayan kişi. Gurbet acısı çektirmedi anlayacağınız.

Bir Soraki Durak Gilan….

İran yolculuğumuzun devamını görmek için;

Seyahatya: İran Gezi Günlüğü

 


Omer Dogan

Seyahatya.com sitesi yazarı. Şu an Güney Kore'de yaşıyor.

0 yorum

Cevapla