Mehmet Türkmen’in Hollanda Seyahati (8-13 Mart 2015)
Hollanda Gezi Notlarımın 2. yazısı ile merhaba. (İlk yazıyı okumayanlar buradan bakabilirler)
Kısaca, bu yazımda Amsterdam’da gidilebilecek bir kaç yerden sonra, önemli sayılabilecek mimari yapıları anlatacağım. Bu yapılar genellikle, tarihi bir kentte ‘modern’ olarak nitelendirilebilecek yerleşim alanlarında yer almakta. Dolayısıyla pek turistik olmadığı için daha sakin gezilebilmekte.
İlk önce Zaanse Schans ile başlayalım. Burası Centraal Station’dan yaklaşık yarım saat mesafede, çok iyi korunmuş 35 evden oluşan bir köy.
1961 yılında yapımına başlanmış, hatta bazı evleri şu şekilde taşımışlar;
Şu anda aşağıdaki örnekte olduğu gibi rekonstrüksiyonu devam eden evler bulunmakta.
Burada peynir üretiminden, kakaoya; clog denilen geleneksel tahta ayakkabı yapımından, yel değirmenlerinin nasıl çalıştığına kadar bir çok şeyi uygulamalı olarak öğrenebilirsiniz.
Burada, anahtar yaptırırken gözlerini o makinadan alamayanlar için bir video paylaşmak istiyorum. Yel değirmenlerinin içine girip nasıl çalıştığını, o koca koca taşların nasıl hareket ettiğini görmek mümkün.
Yine merkez istasyondan yaklaşık yarım saat mesafede olan Noordwijk, sakin bir yemek için tercih edilebilir. Burada bulunan Beach Clup sıcak bir ortam.
Hava soğuk olmasına rağmen Atlas okyanusuna ayaklarımı sokmadan gelmek yakışmaz diyerek denizde biraz vakit geçirdim. Aynı mantıkla Hint okyanusunda boğulma tehlikesi geçirdiğimi de eklemek isterim. Okyanus normal denize benzemiyor, aman dikkat!
Amsterdam’da en çok karşılaşacağınız şeylerden birisi de bisiklet. Eğer yaya olarak gezme niyetindeyseniz bisiklet yollarında geçerken çok dikkat etmelisiniz. Çünkü yol vermezseniz üzerinize hiç çekinmeden sürebilirler.
Bisikletle ulaşım ise kesinlikle tecrübe edilmeli. Böylelikle hem yerel halk gibi trafiğe katılabilir hem de çok kolay bir şekilde ulaşım işini çözebilirsiniz. Kira için Centraal Station’da MacBike tercih edilebilir. Ücretler; günlük 14,75 euro, 3 saatlik 11 euro.
Artık bisikletimizde olduğuna göre pedala kuvvet deyip başlayalım.
Buradan itibaren dikkat çeken mimarlık örneklerine değineceğim.
Centraal Station’dan kalkan feribotlar ücretsiz olarak yayaları ve bisikletleri karşıya geçiriyorlar.
Hemen karşıda ilk durağımız Eye Film Institute.
Eye Film Institute, Delugan Meissl Associated Architects, 2011
Yapının formundan ziyade- kendi düşünce düzleminde yeri olsa da bizde bir karşılığı olmadığı için- en dikkat çekici yeri bence bu iki karede. Dışardan gelen ziyaretçiler rampayla buraya ulaşabiliyor. İç-dış ilişkisi açısından değerli buldum.
Burayı gezdikten sonra etrafta bulunan apartman blokları da incelemeye değer. Vaktiniz varsa incelemeye değer detaylar var.
Tekrar feribotla karşıya geçip devam edelim. 5 dk pedalladıktan sonra Muziekgebouw aan ‘t Ij ile karşılaşıyoruz. Danimarkalı mimarlık ofisi 3XN’in ‘ödüllü’ binası. Yine tekrarlıyoruz, detaylar.. detaylar… Buradaki Bimhuis’i de atlamamak gerekiyor.
Muziekgebouw aan ‘t Ij, 3XN, 2005
Buradan devam ederek Amsterdam’ın mimari açıdan diğer yüzünü simgeleyen yapıların sıralandığı bir rota izliyoruz.
Hemen sağımızda kalan Renzo Piano eseri, Science Center Nemo.Hollandanın en büyük bilim müzesi. Bu müzeyi fakülteye ilk başladığımız sene bize tanıtan Ferhan Yürekli hocamızı da anarak devam edelim.
Science Center Nemo, Renzo Piano, 1997
En değerli yerini gösteren aşağıdaki fotoğrafları ve daha fazlası kendi sitesinde. Burada bu basamaklar çok önemli.
Bir eskizle yazımızı renklendirelim.
Bu fotograf ilginç geldi çünkü o zamanlar, burada gezdiğim bütün yapıların yerinde sadece boşluk var.
Hemen burada yer alan ARchitecture Centre Amsterdam (ARCAM).
ARCAM, René van Zuuk Architekten, 2003
Şimdi sırada 2012 yılında Hollanda’nın en iyi kütüphanesi seçilen Openbare Centrale Bibliotheek var. Amsterdam’da yer alan 28 halk kütüphanesinin en büyüğü. 1.7 milyon kitap ve 165 bin üyeyi hayal etmeye çalışın. Plan şeması incelenmeli.
Openbare Centrale Bibliotheek, Jo Coenen & Co Architekten, 2007
The Whale, 194 konuttan oluşan 100×60 metrelik bir blok. Peyzaj tasarımı West 8’e ait.
The Whale, de Architekten Cie, 2000
West 8 bölgeye yabancı değil, The Whale’in hemen karşısında hafızalarda yer eden iki köprüsü var: Borneo-Sporenburg
Borneo-Sporenburg, West 8, 2001
Mimarını bulamadım ama şu konutlar aynı bölgede yer alıyor, altı garaj üstü konut.
Geleneksel malzemenin çok katlı/yeni yapılarda kullanımı çok yaygın.
Şimdi direksiyonu tam ters istikamete çevirelim ve MVRDV’ye konuk olalım. Altın Çağ dönemlerinde çok yoğun olan liman zamanla terk ediliyor, ancak konut yetersizliği olunca tekrar eski yapılar dönüştürülüyor. Silodam 157 apartmandan oluşuyor ve esnek bir plana sahip.
Silodam, MVRDV, 1995-2003
Kop Van Diemenstraat, Tekton Architekten, 2009
Artık bisikleti bırakıp metroyla biraz şehrin dışına çıyoruz. Rai Elycium, var olan fuar alanında Amsterdam Rai için yapılan ek bina.
Rai Elycium, Benthem Crouwel Architekten, 2009
Fuar alanı şu şekilde;
Aynı mimarlık ofisinin diğer uçtaki yeni tasarımı;
En son olarak gittiğim bina Norman Foster’ın. Cephedeki diagonaller Foster’ın imzası gibi gelmeye başladı.
Ernst & Young Tower, Foster & Partners, 2007
Plan şeması sizce de çok temiz değil mi? Bu planla gün ışığından daha fazla yararlanılmış ve bina Hollanda standartlarından %10 daha verimli hale gelmiş.
Gelin şu ferah lobiyle yazımızı bitirelim.
Yazı serimize Rotterdam ve tabi ki de Rem Koolhaas ile devam edeceğiz.
Mehmet Turkmen
Latest posts by Mehmet Turkmen (see all)
- Hollanda Gezi Notları 2 – Amsterdam ile Devam - 8 Mayıs 2015
- Hollanda Gezi Notları 1 – Başkent Amsterdam’da - 11 Nisan 2015
1 yorum
Omer Dogan · 8 Mayıs 2015 18:20 tarihinde
Bisiklet kira ucreti cok pahaliymis. 11 euro. hani hollanda bisikletli dostuydu.bizim seul’de bile belediyenin bazi noktalara koydugu 3 saate kadar ucretsiz bisiklet sistemi var.