Saraybosna’da ve öteki Bosna Hersek şehirlerinde sık sık karşılaştığım bir sahne, bir fotoğraf hakkında konuşmak istiyorum. DSC_0067 (2)

Yakın geçmişte yaşanan dramdan dolayı ister istemez Bosna dendiğinde insanın aklına üzerinde Ölüm Tarihi 1993’ü gösteren mezar taşı fotoğrafları gelir.

Şehirlerin her tarafına yayılan bu mezarlar sanki birer sokak tabelası, birer uyarı levhası gibi.

Lütfen dikkat!

Biz öldük.

Bu tarihte öldük.

Doğum tarihimiz muhtelif ama ölüm: 1993 yılı.

Ama biz buradayız. Hep sizinle birlikte olacağız. Her ne kadar siz sokaklarda dolaşabilseniz de bu şehir ölüler şehri olacak.

Bu duyguyu Saraybosna’da, Mostar’da dolaşırken her an hissediyorsunuz. Her an köşedeki bir mezar taşının dibinde birinin size bir şeyler fısıldadığını düşünüyorsunuz.

Bu inanılmaz bir sahne.

Bir o kadar da korkunç.

DSC_0099 (2)Saraybosna’ya 1 ay arayla iki defa gittim. Her ikisinde de şehrin dışına çıkıp mezar taşları arasında şehri izledim. Bu Saraybosna’da yaşanabilecek en etkileyici şeydir.

Birincisinde kar yağıyordu -ki henüz Ekim ayıydı- Alifakovac Mezarlığına çıktım. Karlar arasında çok hüzünlüydü Saraybosna. (Fotoğrafı burada)

İkinci defa Saraybosna’ya vardığımda Kasım ayıydı. Mevcut ayın hakkını veren, serin-parçalı bulutlu ilginç bir hava vardı. Bu kez şehrin öteki tarafındaki bir tepeye çıktım. Yine mezar taşları. DSC_0056 (2)

İlerde keçilerini otlatan iki çobana denk geldim. Yanlarına gitmek istedim ama yanlarında bir köpek vardı. Uzaktan seslendim köpek saldırmasın diye. Elleriyle korkmamamı işaret ettiler.

Yanlarına gidince şunu dedi (biraz Türkçe biraz beden diliyle):

Bizim köpek sadece Sırp ve Hırvatlara saldırır. Sen Müslümansın, sen rahat ol.

Biraz irkildim. Ama öyle işte.

DSC_0062 (2)Bu topraklarda köprüler var. İnsanları derinlemesine ikiye ayıran köprüler. Mostar’da da var. Berat’ta da var. Saraybosna’da hakeza.

Köprüler var. Ama o köprülerin iki yakasını birleştirmek pek kolay değil. Ancak oturup seyredersin. Biraz insaf varsa belki derin bir Ah çekersin.

DSC_0052 (2)Bu yazımda Saraybosna’yı hep ağıt yakılan, her daim hüzünlü bir yermiş gibi tanıttım. Ama siz bana kanmayın.

Gece çöküp de Başçarşı’nın mütevazi esnafı evlerine dağılınca Hüsrev Begovic Camii’nin hemen dibinde adına müzik denmeyecek bir gürültü yükselir. Nehre paralel caddeki dükkanların çoğunun bar ve cafe gibi yerler olduğu fark edilir. İçki içilir dans edilir. Mezar taşlarında 1993 yazanlar da ordadır belki. Belki çok kızmışlardır bu duruma. Ama budur işte.

Saraybosna’da Gece Hayatı da vardır. Olmalıdır. Bu herkesin hakkıdır. Yakılacak ağıdın uzunluğuna karar verecek biz değiliz.

Bir de karga oradaydı. Cinorek’in kargası. DSC_0094 (2)Bosna Hersek hakkında konuşmaya devam edeceğiz. Takipte olun.

Diğer Bosna Hersek Gezi Notlarım için:

Bosna Hersek Gezi Rehberi

 

 


Omer Dogan

Seyahatya.com sitesi yazarı. Şu an Güney Kore'de yaşıyor.

0 yorum

Cevapla