Hem internette hem de gerçek hayatta Güney Kore hayranlarına dair komik (veya acınasıca) birçok olaya denk geldim.
Bunlardan en ilginci, sosyolojik arastırmaya musait olanı, Kore fanı bir Türk kızının Seul’deki bir otobüs durağına haykırdığı dua oldu. Türkçe bir yakarış.
“Yarabbim bana hayırlısından zengin bir oppa nasip eyle”
Yabanci bir ülkeye ilgi duymak güzel bir şey. O ülkeye özel vakit harcayıp oraya dair hergün yeni birşeyler öğrenmek en güzel hobilerden.
Oranın dilini öğrenirsin. Oranın müziğini dinlersin.Tarihini ve kültürünü okursun. O ülkenin sinemasına dair en afili cümleleri sen kurarsın vs. Bu harika bir şey. Hatta herkesin yapmasını siddetle tavsiye ettiğim bir şey. Ülkemizde İran, Balkan ve Hindistan fanları (bu kelimeyi kullandığım için özür dilerim) bu konuda taktir edilesice.
Ali Şeriati üzerine uzunca muhabbet kurabilen, Hafız Şirazi veya Mevlana’nın beyitlerini orijinalinden okuyan, yada Mohsen Namjo dinlerken “Ey Sareban” gibi şarkılarda Mohsen’e eşlik edecek kadar dinlediği şeyi seven… ve dahi Farsçayi su gibi öğrenen İran (kültürü) hayranları var.
Benzer şekilde Yunan kültürüne özel ilgi duyanlar var. Veya Yugoslavya, Balkan bölgesine. Amir Kustarica filmlerini defaatle izleyenler. Yugoslavya’da yaşamamış olmasına rağmen Tito’lu günlerden özlemle bahsedenler…
Birçok kişi var böyle yapan. Benim gibi.
Bir de Kore fanları var. Genelleme yapmamak lazım ama bazı Kore fanları hakkında biraz ekşi konuşmak istiyorum.
Bir süre önce bir Facebook grubuna denk gelmiştim. Üyeleri çoğu liseli kızlar. İstanbul’un sokaklarında Koreli avına çıkıyorlar. Bulabildikleri 1, nadiren 2 Koreliyi sergilemek üzere etkinliklerine götürüyorlar. Koreli eleman 15~20 kisilik grup içerisinde kısa süre de olsa tanrılaşmanın keyfine varıyor. Veya ızdırap yaşıyor aval aval etrafa bakıp neler olup bittiğini çözmeye çalışırken.
Bu durum sadece Türkiye’deki Kore fanları için geçerli değil öteki gelişmemiş veya gelişmekte olan ülkelerde de birçok örneğine rastlanabilir. Endonezya, Güney Amerika vs.
Peki Kore (Güneydeki) hayran olmaya değer bir ülke mi?
Ömrümün neredeyse 4 yılını bu ülkede geçirdim. Ama bu soruya tam olarak nasıl bir cevap vereceğimi bilemiyorum.
Bazı hususlarda eşi benzeri olmayan bir yer. Çok güvenli. Ulaşım çok rahat. İnternet ve teknoloji en üst seviyede. Övgüyü hak ediyor yani. Ama bazı hususlarda ise çok ‘kısır’. Hayran olmak için yani.
Dolu bir tarihi yok. Juseon Hanedanligi diye bahsedilen şey yıllarca Çin’in bir eyaleti olmaktan öteye gidememiş bir devlet. İyi müzik konusunda kayda değer bir şey yok. K-pop kadar gerçek müziğe değer verilmiyor.
Japonya gibi edebiyatta cok ileri bir durumda değiller. Son dönemde popüler olan Han Kang dışında dünya çapında tanınan bir yazarları yok.
Özellikle Kim Ki-duk gibi yönetmenlerin müthiş katkısıyla Kore Sineması olarak bir hayli basarılılar. Bunu kabul ediyorum. Ancak bu başarılarını Japonlar gibi animasyon alanına da taşıyamıyorlar. Kore dizilerinde aynı tema defaatla tekrarlanıyor.
Sehirleri birbirine çok benziyor. Gezilip görülecek kırsal hayat yok. Bir Kore köyü göreyim derseniz sizi turistik, sadece ismi köy olarak kalmış yerlere götürürler. Çünkü nüfusun tamamına yakını şehirlerde yaşıyor.
Kültür ve marketing kavramları çok iç içe oldugu için kültür ve sanata dair ne varsa biraz asıl ruhunu kaybetmiş.
Tüm bunların üzerine Kore yaşamak için ideal bir yer. Ama aşırı derecede hayran olmayı hak etmiyor diyebilirim.
Zorunlu Edit:
Gelen tepkilere binaen bu düzeltmeyi yapmalıyım.
^^Kore’yi kötülemek haddime değil. Bilakis sitedeki yazılarımın çoğu Kore ile ilgili. Kore severek gezip, hakkında birçok blog yazısı yazdığım bir ülke. Bu eleştiri Kore’ye değil, Kore’ye bilinçsiz bir bağlılık duyanlaraydı.
Omer Dogan
Latest posts by Omer Dogan (see all)
- Cebu (Filipinler) Seyahat Rehberi - 29 Ocak 2023
- Cami Mimarisinde Kubbe ve Minare Artık Gereksiz mi? - 30 Eylül 2022
- Pandemi Sürecinde Yapılacak En Güzel Aktivite: Dağ Yürüyüşü (Seul’de Dağ Yürüyüşü için En Güzel 4 Rota) - 28 Kasım 2020
- Çocuğunuza Chopsticks ile Yemek Yedirmeniz için 4 Neden. Chopsticksin Faydaları - 25 Eylül 2020
- Endonezya Gezi Notları 2 – Dünyanın En Korkunç Yanardağlarına Sahip Bölge; Toba - 25 Aralık 2018
23 yorum
Kenan Ahi · 12 Şubat 2018 23:13 tarihinde
Sen daha şöyle şeyler görmemişsin:
İstanbul’da yolda gördükleri Korelileri Hz. Meryem yeryüzüne indi de onu gördüler gibi heyecanla anlatmışlar.
http://www.yeppudaa.com/showthread.php?t=15599-Koreli-Av-D
Missimini · 1 Kasım 2017 20:25 tarihinde
Kim ne derse desin kimsenin söylediklerini takmayın varsa bir hayaliniz koşun peşinden inşallah her korefanına nasip olur oralarını görmek.
Hannibal · 21 Şubat 2017 06:08 tarihinde
kpop ile ilgili çok ilginç bir yazı var. ancak İngilizce. İngilizce bilen arkadaşların okumasını tavsiye ediyorum.
“Kpop is a neo-confucian pornography” diyor.
Henüz gencecik kız çocukları legal yönden porno objesi yapmanın bir yoludur kpop.
Bu şekilde üzerinden arzu edildiği şekilde reklam ve ticari oyunlar rahatça oynanabiliyor.
https://medium.com/@metropolitician/k-pop-is-neo-confucian-pornography-81acf43db4f9#.5mp63qlpa
Begüm G · 20 Şubat 2017 13:02 tarihinde
Açılın,geçen yıla kadar Güney Kore hayranlığına bir türlü anlam veremeyen, şimdi bağımlısı olan biri olarak bu hayranlığın sebebini açıklayabileceğime inanıyorum.. Baya uzun olacak ama birçok Kore sever gençliğin nasıl başladığına, nasıl sevdiğine yakın bir yazı olabilir. Liseli falan değilim, 26 yaşındayım 🙂 Kendimden yola çıkarak başlayayım.. Öncelikle herkesin olduğu gibi benim de çevremde Kpop dinleyenler Kdrama izleyenler, dolayısıyla Koreli erkek hayranlığı olan kişi çoktu. Sürekli Kpop şarkısı gönderenler mi dersin, beni de hayran oldurmaya çalışanlar mı.. Bu beni çok irrite ederdi o yüzden Kpop’a da, hayranlarına da, Koreliler’e de ister istemez bi önyargım oluşmuştu. Hatta 5 yıl kadar önce bana dinlediğim ilk Kpop şarkısını erkek bi arkadaşım atmıştı (şimdilerde “ben sana demiştim” der hep :)) Dinledim, güzeldi işte.. Kız gibi erkek mi olurmuş? Bir de hepsi birbirine benziyor. Ayrıca metal müzik ile büyümüş biri olarak Kpop dinlemeyi gururuma yedirebilir miydim? Aman aman.. Bir daha dinlemedim.. Birkaç yıl kadar önce online bir MMOPRG’e başladım. Orada da bir erkek arkadaş Kpop video yollamıştı bana, o da güzeldi ama eh dinlemedim işte aynı düşünceyle.. Hadi kızları anladım, ülkenin yarısı boyband, 5li 15li gruplar halinde de ya bu erkekler? Sanırım gizli hayranlıkları var ama çaktırmıyorlar, müziklerine tabii ki.. Neyse çok uzattım ben hala olaya giremedim, şimdi giriyorum 🙂 Müziklerini dinlememe rağmen çevremden de kaynaklı doğal olarak bazı grupların adını biliyordum tabii ki.. Bir gün Youtube’a girdim ve yıllardır hiç Kpop videosu izlemememe rağmen “öneriler” kısmının en başında bir video gördüm.. Video thumbnailında Victoria’s Secret show, başlık da G-Dragon x Taeyang ‘Good Boy’. “Oha” dedim “Bunlar VS show’a mı çıkmış?”. Bi bakalım..Videoyu açtım, VS kızları süzülüyor, arkadan da şarkı başladı. Video fan editmış, zaten 40 saniyesini falan izledim ama sonra şarkı tüm gün beynimde çalmaya başladı. YOK BÖYLE Bİ ŞARKI. Hatta şuraya linkini de koyayım, bu şarkıydı (canlı versiyonuydu) https://www.youtube.com/watch?v=-UZXEFzWXfc . Neyse ben bu şarkıyı loopa attım, 2 gün falan yalnızca bu şarkıyı bıkmadan usanmadan dinledim. Sonra yazdım Bigbang diye Youtube’a (Gdragon ve Taeyang’ın grubu), başladım en yüksek görüntüleme alan videolarından sona doğru dinlemeye.. Bir tane bile kötü ya da orta düzey şarkı olmaz mı? Bir de yorumlara bakıyorum videolarda, millet ölüp bitiyor.. Çoğu kişinin bildiği gibi Kpop ve Kdrama sanatçıları Kore’de sürekli tv showlarında.. Ben de bir izleyeyim dedim.. “Ay bunlar ne şeker!”. 1 ay boyunca Bigbang’le yattım Bigbang’le kalktım. Kpop grupları dolayısıyla fanlar arasında çok kavga oluyor.. “Benim oppam daha yakışıklı, benim oppamın sesi daha güzel, daha iyi dans ediyor” vs.. Baktım videoların altında da sürekli devam eden bir fanwar var. Bigbang’in genellikle Super Junior ile karşılaştırıldığını farkettim. Daha onları dinlemeden kendi kendime “Hadi canım, Bigbang’den daha iyi olamazlar” dedim. Yavaş yavaş taraf olduğunu hissetmeye başlamıştım. Sonra yorumlara dayanamayıp bi de Super Junior’a bakalım dedim, bakmaz olaydım. O sesler, o danslar, o şarkılar, yakışı… ehm neyse. “Siwon sen insan mısın?” dedim, gördüğüm en yakışıklı erkek. Leonardo, Brad, Johnny de kimmiş? Sonra Youtube’da Super Junior maratonuna başladım. Grubun en yakışıklısı, hatta dünyadaki en yakışıklı erkek olan Siwon(bana göre tabii) fanlar arasında o kadar da popüler değildi. Millet bi tutturmuş Donghae, Kyuhyun, Eunhyuk.. Eunhyuk da çok tipsiz. Kızlar nasıl bu kadar sever? Hele bir de orada Siwon varken. Sonra başladım katıldıkları TV showlarını izlemeye falan. Accayipppp sempatikler.. Bunun yanı sıra çok duygusal, kırılgan, komik, bakımlı, bebek ve çocukları çok seven (bebek ve çocuk sevmeyen ben bile artık seviyorum), saygılı, sevecen, ilgili vs. O zaman anladım bu kızlar neden bu kadar çok Koreliler’i seviyorlar, artık ben de seviyorum! 🙂 İşin özeti insanları içine alıyorlar. Şimdi de esas olaya geleyim.. Kpop yüzünden (günde en az 10 saat video izlediğim için) 6 yıldır oynadığım online oyunu,serverdaki en büyük guildin lideri, serverın en iyi rangerı olarak bıraktım. Arkadaşlar çok sövdüler tabii.. Ben de inadına tüm gün oyunun forumnunda Kpop videolarını spam yaptım. “Biz gay değiliz, atma şunları” diye bi ön yargı.. Birini bile dinlemediklerinden eminim. Neyse oyunda sadece “hi,bye” olduğum Sırp bir kadın arkadaşım vardı. Samimi falan değildik yani.. O dinlemiş attığım bir şarkıyı (Super Junior – It’s You). Bana forumda mesaj attı “şarkıya aşık oldum, telefon melodim yaptım” diye. Skype adresimi verdim, gel dedim ben sana daha ne videolar göndericiim.. Kadın bi de evli ve çocuğu var, 30 yaşında. Super Junior’a bayılıyor, en baştan dedim “Donghae benim, kalanlardan birini seçebilirsin zaten 11 kişiler” askdjasldjk. 7 Aydır ikimiz de Kpop la yatıp Kpop la kalkıyoruz. Super Junior’dan Kyuhyun’a aşık oldu. Hayallerimdeki erkek diyor, sürekli rüyasında. Hatta ona dedim “Ben Kpop dinlemeden önce böyle değildim, çok önyargılıydım hatta dinleyen kızlarla dalga geçiyordum. Şimdi ben de gerçekte görmediğim, benim varlığımdan haberi bile olmayan birine aşığım ve benimle aynı durumda milyonlarca kız var.Ergen gibi hissediyorum”dedim. O da dedi “Bana ne demeli? Evliyim, 30 yaşındayım ve 2 çocuğum var, Kyu’dan başkasını görmüyor gözüm..” Bu iyi bir şey mi? Tabii ki hayır, psikolojimiz bozuldu resmen. Kocası diyormuş “sen bu Korelileri dinlemeye başladıktan sonra çok değiştin.” Şu anda kocasından boşanıp G.Kore’ye yerleşmek istiyor, tek derdi çocuklarını kaybetmemek. Yıldızname bile baktırdık, size gurbet görünüyor dediler klasjdasd. 2 aydır Korece öğreniyoruz, o kocasından gizli gizli öğreniyor hehe. Hatta oyuna girip Koreli arkadaşlar da konuştum, Seoul’da yerimiz hazır :)) Ay çok uzun yazdım ama benim olayım bu. Kısacası eğer birisi Kpop sevmiyorsa, Koreliler’e hayranlık duymuyorsa, Kpop dinlememiştir. Erkeklerin sevmemesini anlıyorum, çoğu grup erkek ve kızlar bunlara çok ilgi gösteriğinden ister istemez önyargı oluşuyor. Kız grupları da var ama erkeklere pek hitap etmiyor, şarkıları genelde hmmm nasıl desem.. çok “girly”. Direkt kızlara ve çocuklara hitap ediyor 🙂
Yazınızda katılmadığım bi nokta var: “Bu durum sadece Türkiye’deki Kore fanları için geçerli değil öteki gelişmemiş veya gelişmekte olan ülkelerde de birçok örneğine rastlanabilir. Endonezya, Güney Amerika vs.”
Bu kısım doğru değil, evet bu ülkelerde de aşırı hayranlık var ama en çok Kore hayranlığı kimde derseniz (insanların nüfus yüzdesine göre söylüyorum), 1. sırada kesinlikle Japonlar var. Hatta Japon dizilerinde başrollerde Koreli Kpop sanatçılarını görmek pek mümkün. Kpop hayranları o kadar çok ve hayranı oldukları gruba bağlılar ki şu şekilde önceden organize olup hiçbir dünya starının konserinde olmayacak şeyler yapıyorlar https://www.youtube.com/watch?v=T80dhdd4_S4 . Stadyumlar doluyor ve aynı yerde birkaç gün boyunca konser veriyorlar. Çin’deki milyonlarca üyesi olan fancafe lerden bahsetmiyorum bile. Kpop temalı günde yüzbinlerce entry girilen allkpop ve onehallyu gibi forumlar var, orada da Avrupa ve Kuzey Amerika’da da ne kadar popüler olduğunu anlayabilirsiniz. Kpop grupları genelde Asya kıtasına açılmayı tercih ediyorlar, Japonca/Çince şarkı sözleri yazdıkları da oluyor. Avrupa ve Kuzey Amerika’ya açılma hevesi olan tek grup Bigbang gibi, ve bu konuda gayet de başarılılar. Geçenlerde dünya genelinde albüm/konser satışı olarak bir listeye denk gelmiştim.. Listede en çok satanlarda Beyonce ve Justin Bieber ardından Super Junior geliyor. Yani bizde Amerikanlar kadar ses getirmiyor diye dünya genelinde sadece 3. dünya ülkelerinde seviliyor diye bir şey yok.. Mesela şimdi liseli kızlarımınız arasında çok popüler olan EXO adlı genç bir grup var. Tokyo’da koskoca stadyum tıklım tıklım doluyken (tüm biletler 4 saniyede satılmış -çok magazin okurum hehe-), aynı yerde Justin Bieber konserinde stadyum’um %100’de 10u dolu değildi.
Peki Kpop neden bu kadar başarılı? Birincisi, bu gruplar önceden arkadaşlar, gel senle bi grup kuralım diyerek piyasaya çıkmıyorlar. Küçük yaşlarda müzik şirketlerinin himayesi altına alınıp vokal, rap, dans, Çince, Japonca, modellik gibi bir sürü, ailelerini bile göremeden (şirketlerin yurtlarında kalıyorlar) uzun yıllar eğitim alıyorlar. Bir gün şirket bi grup piyasaya çıkarmaya karar veriyor ve bünyesinde olan yıllarca eğitim görmüş yüzlerce çocuklardan yalnızca 4-15 arası kişi seçiyorlar. İşte vokal olarak şu, görsel olarak şu, dans olarak şunlar vs.. Bu çocukların kimisi 1 yıl kimisi 7-8 yıl eğitim görmüş oluyor ve 15 yıla kadar kontrat imzalatıyorlar, çok ağır şartları var. Örneğin bir şarkı besteledin, bu şarkıyı şirkete vermek zorundasın, şirket bu şarkıyı iznin olmadan alıp başka gruba uygun gördüyse onlara verme hakkına sahip. (bkz. sm entertainment). Şarkılar çok önemli, yüzlerce kişinin denetiminden geçiyor, genelde şu “catchy” dediğimiz şarkılar. Bu yüzden Kpop’da kötü bir şarkıya rastlamak imkansıza yakın.
Roman yazdım resmen ama içimi döktüm 🙂
Begüm G · 20 Şubat 2017 13:47 tarihinde
Bu arada yazım Kore hayranlığından çok Kpop odaklı olmuş ama zaten Kore hayranlığının bir başlangıç noktasının da Kpop olduğunu belirtmek istedim. Zaten ya %90’ı Kpop ya Kdrama ile başlar. Bunu belirtmek istedim, “Kpop değil Kore hakkında konuşuyoruz” denmesin diye
Omer Dogan · 20 Şubat 2017 15:43 tarihinde
Begüm senin cevabın benim yazımdan daha uzun oldu.
Objektiflikten taviz vermeyen bir makale tadında.
“Bir Kpop fanı” imzasıyla böyle etkili bir cevapla karşılaşınca biraz mahcup hissettim.
Cansu Taspinar · 20 Şubat 2017 11:35 tarihinde
Ben de Guney Kore’de 3 yildan fazladir yasiyorum. Burada okudum ve suan calisiyorum. Soylediklerinizde haklisiniz. Bence Kore hayranlarinin bircogu kore dizilerinde izledikleri gercek ustu kisilere ve hayatlara hayranlar. Kore’deki gercek hayattan ve kulturden cok haberdar degiller malesef.
Anonim · 21 Şubat 2017 14:39 tarihinde
cansu hanım merhaba
benim de yeğenlerim var lisedeler şu an. kore üniversiteleri için ne dersiniz ? nasıl burs alınır ? Avrupa ile kıyaslayınca kaliteleri nasıldır ? bilgi verebilirmisiniz ?
engin bulur · 21 Şubat 2017 14:41 tarihinde
cansu hanım bu arada geçen yıl Seule eşimle gittik. 5 gün kaldık. beğendiğimizi de söyleyebilirim.