Haydi size İsfahan şehrinde 3. günde gezeceğiniz yerleri tarif edelim. 3. gün dediğime bakmayın çok kıymetli yerler bunlar. Hani başta İsfahan’ı 3 kısma ayırdık ya işte bugune neler kalmış onlara bakacağız… Bugun gideceğiniz yerler ne cami ne de saraydır. Yani biraz daha rahat giyinebilirsiniz. Bir değişik mahalleye gideceğiz, orada bir eski katedrale uğrayacağız. Dönüp İran yemeklerini deneyeceğiz merkezi bir yerde, sonrasında da akşama doğru Si û Se Pol (33 köprü) denen köprüyü görmeye gideceğiz. Orada nargile eşliğinde köprünün ihtişamını izleyeceğiz. İlk olarak;
Vank Katedrali ve Colfa (Jolfa) Mahallesi:
Buraya giderken o gün katedralin açık olup olmadığını araştırıp gitmelisiniz. Eğer kapalı bir vaktine denk gelirseniz boşuna zahmet etmiş olursunuz. Ve eğer Pazar günü gidebiliyorsanız daha güzel olur.
İsfahan Ermenilerini duymuş muydunuz. İran’da, özellikle İsfahan’da önemli bir Ermeni nüfusu mevcuttur. 16. yüzyılda Osmanlı ile sorun yaşayan bazı Ermeniler o günün siyaseti gereği İran’a (Safeviler) sığınır. Ve İran bu Ermenilere destek verip İsfahan’da meskun eder. O günden itibaren İsfahan’da Ermenilere ait bir çok kilise inşa edilmiştir. Ayrıca İsfahan’da Colfa (Jolfa) diye bir de Ermeni mahallesi bulunuyor. Colfa aynı zamanda daha önce göç edip geldikleri bugünün nahcıvan dolaylarında olan bir yerleşimdir.
İşte görmenizi tavsiye ettiğim yapı da bu mahallede dir: Vank Kilisesi. İranlılar ‘Kelasa Vank’ derler. Gitmişken mahallede de biraz gezip İsfahan’ın bu değişik dokusunu da incelersiniz.
İsfahan Ermenileri ve Meşhed Yahudileri araştırılmaya değer ilginç konulardır. Ama ben şimdi onlardan fazla bahsedemem.
Vank Kilisesinden bahsedeyim. ‘Vank’ Ermenice’de ‘manastır demek. Burada yalnızca bir kilise bulunmuyor, aynı zamanda eğitim binaları gibi yapılar da mevcut. Ve burası kendi içinde bulunan diğer işlevsel yapılarıyla Osmanlı külliyeleri benzeri bir komlekstir. Kilisenin önündeki şu heykel de ilginç gözükmektedir. Bir nevi bu bölgenin sembolüdür. Vank Katedrali estetik olarak doyurucu bir yapıdır. Özellikle iç kısımdaki süslemeler, tasvirler görülmeye değer şahaneliktedir. Duvarın birinde Hazreti Ademin hikayesi resmedilmiş. Birinde ölüm… Ayrıca şunu da belirteyim bu kilise Avrupa kiliselerinden çok farklıdır.
Ve Yemek Vakti…
Jolfa mahallesinden döndükten sonra belki bir yemek yersiniz diye size böyle bir kaç yemekten bahsedeyim;
Yemekler:
– Kebab-e Kobide : İranlıların en ünlü yemeğidir. Ama isminin farklı olduğuna bakmayın bu bildiğiniz bizim adana kebabımızın tıpa tıp aynısıdır. Yanında pirinç pilavıyla alırsanız memleketi aratmaz.
–Gorme Sebzi ; Bu sulu bir yemektir ben denemedim ama İranlılar çok seviyorlar bu yemeği. İsminden de anlaşılacağı gibi yeşilimsi görüntüsü olan bir yemektir.
– Kebab-e Bahtiyari; Bu da bir çeşit patlıcan kebabıdır.
–Barg Kebab; Şiş kebaba İran’da ‘barg kebab’ derler.
– Joje Kebab; Joje de Farsçada ‘tavuk’ demektir.
Diğer yemekler ise; Qeyme, Estanbuli(İstanbuli), Dizi, Jigar (Ciğer)…
İran’nın en önemli yemekleri bunlardır. Tabi İran’ın kendi içinde de yerel yemekleri de var, imkanınız olursa onları da deneyiniz.
İsfahan’ın ‘Gaz’ Denen Tatlısı
İsfahan’da ‘gaz’ (‘gez’ şeklinde telaffuz ediliyor) denilen bir tatlı-lokum türü var. Bir hayli popüler. Bunu bizdeki Turkish Delight misali turizm şeysi olarak da kullanıyorlar. Güzel mi, fena değil ama abartmaya gerek yok. Bunu Büyük İmam meydanının yanındaki çarşılardaki dükkanlarda deneyebilirsiniz.
İsfahan’da geleneksel ‘gaz’ şekerlemesinden yedikten sonra bir kovboy gibi sokaklardan yürüyün, aynı ekip arkadaşımızın aşağıda yaptığı gibi. Sonra bir gazete bayisinin önünde durun ve biraz gazete okuyun, beleşten. İran’da böyle beleşten gazete okuyanlara çok rastlayacaksınız…. Fotoğraf karelerinde çok karizmatik çıkan araçlarla fotoğraf çektirmeyi de ihmal etmeyin.
Si-u-Se Pol (Köprüsü)
Ve yürürken bir bakmışsınız akşam olmuş ve kendinizi çok ilginç bir yerde bulmuşsunuz; Si-o-se Pol. Sırtınızı bır duvara dayayın derin bir nefes alın; dünyanın merkezindesiniz. Si-o-Se Pol; İsfahan’ın 11 köprüsünden birisidir. En eski olmamasına rağmen en ünlü olanıdır. Bir diğer ismi ise ‘Allah Verdi Han Köprüsü’dür. Önemli Safevi köprü mimarisi örneğidir.‘Si-o-se’ Farsçada 33 demektir, ‘pol’ ise ‘köprü’. Bu köprüde toplam 33 kemer olduğundan dolayı böyle isimlendirilmiştir. Burayı özellikle geceleyin görmeniz gerekir. Işıklandırmalarla ortaya çıkan köprünün mimari hatları şahane oluyor. Burada bir de nargile keyfi yapabilirsiniz. Köprünün her iki yakasında da çay veya nargile içebileceğiniz yerler var. Ah biz Ortadoğu insanı ne kadar da çok seviyoruz duvarlara yazı yazmasını. Neyseki Arap alfabesi fazla estetik çirkinlik yapmıyor.
Ve Si-o-Se Pol ile İsfahan Gezi Notlarımı bitireyim. Bundan sonraki durağımız Kaşan şehri. İsfahan İran’da görmeniz gereken en önemli yerlerden birisidir, Kaşan da öyle…
İsfahan gezi notları bitti…
Not: Bundan sonraki yazılarımın mail olarak gelmesi için sitenin sağ üst köşesindeki kutucuğa mailinizi yazıp gelen maili onaylamanız gerekmektedir. Diğer İran notlarım içinse:
İsfahan’da uygun otel fiyatlarını buradan karşılaştırabilirsiniz.
Omer Dogan
Latest posts by Omer Dogan (see all)
- Cebu (Filipinler) Seyahat Rehberi - 29 Ocak 2023
- Cami Mimarisinde Kubbe ve Minare Artık Gereksiz mi? - 30 Eylül 2022
- Pandemi Sürecinde Yapılacak En Güzel Aktivite: Dağ Yürüyüşü (Seul’de Dağ Yürüyüşü için En Güzel 4 Rota) - 28 Kasım 2020
- Çocuğunuza Chopsticks ile Yemek Yedirmeniz için 4 Neden. Chopsticksin Faydaları - 25 Eylül 2020
- Endonezya Gezi Notları 2 – Dünyanın En Korkunç Yanardağlarına Sahip Bölge; Toba - 25 Aralık 2018
0 yorum